Sonsuzluk Nedir Sonsuzluğun Tanımı

Uzay-zaman ve içerisinde olup bitenler hakkında hiç konuşulmayan ve çok ilginç detaylarla dolu bir yolculuğuna çıkalım şimdi birlikte. Aklınızı karıştıracağım için şimdiden özür diliyorum.

Sonsuzluk Nedir? Sonsuzluğun Tanımı

İnsan beyni ve düşünme yeteneği, diğer tüm canlıların evrilmesinden kat ve kat daha hızlı bir şekilde gelişti. Buna neyin sebep olduğunu bilmiyoruz. Biyolojik bir evrim mi? Yoksa ilahi bir kudret mi o apayrı bir sohbet ve ilim konusu. Bu videodaki konularımız farklı ve çok ürkütücü. İnsan zekâsının onu kavrayıp idrak edebilecek düzeyde kesinlikle evrilmeyeceğini düşünüyorum. En azından öyle olmasını umuyorum ve diliyorum. Konumuz sınırsızlık değil, konumuz Sonsuzluk.

Matematik ve fizik formüllerini, rakamları, harfleri, bilimsel yöntemleri, teorileri falan bir kenara bırakalım. Sonsuzluğu, hiç ele alınmadığı yönüyle düşünüp yorumlayalım şimdi.

Sonsuzluk Nedir?

Sonu olmayan şeye sonsuzluk denilir. Çok basit ve acizce verilmiş en kısa cevap. Tamamda, sonu olmaması ne demek? Gözlerinizi kapatın ve düşünün. Sonsuzluk… Bir şeyin sonunun olmadığını hayal edin. Hayır, bunu düşünemeyecek ve hayal edemeyeceksiniz. Sadece zannedeceksiniz. Gerçekte sonsuzluğun neyi ifade ettiğini de asla anlayamayacağız. Bu konu ciddi anlamda düşünmesi çok ürkütücü ve sonu insanlık için hüsran olan gizli bir bilgi. Neden mi? Hadi konuyu biraz daha açalım.

Sonsuzluğun Tanımı

Sonsuzluk kavramının anlamını idrak edebilecek bir zekâya sahip canlı türü olmadığımız için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Zekâmız, algımız, düşünme ve hayal gücümüz sonsuzluk kavramını idrak edemiyor. Fakat evrim devam ediyor. Ta ki, insan denilen canlı türü, bilgi ile kendi sonunu getirene kadar da devam edecek beynin evrilme süreci.

İnsanlığı bekleyen o korkunç bilginin nerelerde gizlendiğine şimdi birlikte bir göz atalım. O bilgiye ulaştığımızda bizleri nelerin beklediğine de yine birlikte birer yorum getirelim. Sonuç, insanlık için kesinlikle büyük bir hüsran ve kitlesel yok oluş.

Big bang, karadelikler, Uzay-zaman, quantum, manyetizma, yaşam, evren ve çok daha fazlası. Matematiğin ve fiziğin değil, insan zekâsının ve algısının artık işlevini yitirdiği o yerlere şimdi biraz daha derin dalalım…

Tekillik Nedir?

Önce tekillik kavramını kısaca tanımlayalım. Nedir tekillik? Bilinen tüm fizik ve matematik kanunlarının yıkıldığı ve daha fazla ileri gidilemeyen o son noktaya tekillik deniliyor. Bence bu cevap yanlış. Bilimin değil, insan zekasının artık algılayamadığı ve evrimin yeteri kadar ileri düzeyde gerçekleşmediği eksiklik haline yani zekâ yetersizliğine tekillik denilir. Beynin sıkıştığı, çaresizliğin ve acizliğin adıdır tekillik.

Big Bang ve Tekillik

Big Bang’ le başlayalım. Neyin patladığını, neden patladığını ve nasıl patladığını bilmiyoruz. Aslında patlama değil, büyük parlama. Her şeyin başladığı o ana, yani her şeyin başlangıcına gidelim. Yine aynı bilinmezlik, aynı konu, tekillik, yani SONSUZLUK. Big bang başlangıcında, o ilk saniyenin milyarda birinin milyarda birinin trilyonda biri kadar olan o a’na, başlangıçtan sonraki o ana kadar gelebiliyoruz. Ama o ilk ana, her şeyin başladığı o ilk saniyenin ilk anına yani tekilliğe bir türlü gelemiyoruz.

Tekillik ve Karadelikler

Karadeliklerin merkezlerinde olup bitenleri de bilmiyoruz. Kütle çekim sebebiyle sıkışan maddeleri ve enerjiyi bir atomun miyarda birinin milyarda birinin trilyonda biri kadar küçültüp sıkıştırabiliyoruz. Yıldızlar, daha yoğunu beyaz cüceler, daha da yoğun kütleli pulsarlar, çok daha daha  yoğunu nötron yıldızları, ve en nihayetinde kara delikler. Ve karadeliklerin merkezleri. Yine o son noktaya takılıp kalıyoruz. Tekillik kavramın.

Uzay-Zaman ve Tekillik Kavramı

Şimdi sıra Uzay-Zaman’da. İki sonsuzluk olasılığını düşünelim. Uzayın sonsuzluğu ve zamanın sonsuzluğu. Acaba hangisi gerçekte sonsuz? Uzay mı? Zaman mı? Acaba önce hangisi vardı? İkisinden birisi ilkse, o zaman Bin Bang olmadı demektir. Yoksa her ikisi de mi yoktu? Var olan neydi? Fark etmez. İkisinden birinin bile sonsuz olduğunu öğrendiğimiz gün, sonumuzun geldiği gündür. Neden mi? Düşünün.

Sonsuzluk Algısı

Eğer her şey sonsuzsa, ve bizler bir sonsuzluğun içinde var isek; şu anda benim gibi, sonsuz sayıda Cüneyt’in hazırladığı videoyu, sonsuz sayıda sen izliyor demektir. Ve Cüneyt’i izleyen senden, sonsuz sayıda var ve şu an bu video sonsuz sayıda izleniyor demektir. Ve bu sonsuza kadar da devam edecek demektir. Bu çok güzel bir şey gibi görünüyor değil mi? HAYIR!

Sonsuzluğu Düşünün

Sonsuzluğu düşünün. O bir sayımıdır? Harf midir? Formül müdür? Bir yer midir? Hiçlik midir? Nedir sonsuzluk? Neyi düşündüğümüzü bile bilmiyoruz. Nasıl düşünmeliyiz sonsuzluğu? Zifiri bir karanlık mı? Yanlızlık mı? Yankılanan çığlık sesleri mi? Hiç bitmeyen bir yolculuk mu? Trilyonlarca insan mı? Dünyalar mı? Sonu olmayan yaşamlar ve ölümler mi yoksa? Bir şeyin sonunun olmaması ne demek? Bu bizim için ne anlam ifade ediyor? Bir şeyin sonunun olmaması? Uzay ve zamanı düşünün, hissedin. Bir başlangıcın veya bir sonun olmadığını hayal edin. Buna hiçbir zekânın, hiçbir hayal gücünün cevap vereceğini sanmıyorum. Sonsuzluğu idrak edip kabullendiğimizde, sonsuz bir döngünün içinde bulunduğumuzu anladığımızda, her şey normal seyrinde devam edecek gibi görünse de, aslında hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak bundan emin olabilirsiniz. Sonsuzluğu tanımlayıp, kavradığımızda, sonsuzluk içinde yaşadığımızı anladığımızda; okuduğun kitaplar, edindiğin tüm bilgiler, tüm yaşadıkların ve yaşayacakların… Hepsi bir anda anlamlarını yitirecekler.

Sonsuzluk Her Şeyin Sonu Olacak

Sonsuzluk varsa ve biz sonsuzluk içerisinde var olduysak, Dünya’ya yaşam her şekilde gelmiş olabilir ve bunun sonsuz olasılığı vardır. Artık yaşamın, zekânın, bilginin ve her şeyin hiçbir önemi de olmayacak. Evrim gerçektir o zaman. Dinler ve inançların sonudur. Hepsi bir anda yıkılır. Artık bir yaratıcının varlığıda söz konusu değildir. O bilgiye ulaşıldığında ve gerçek anlamda sonsuzluğu idrak edebildiğimizde artık bir yaratıcıya ihtiyaç yoktur. Çünkü evrim tamamlanmıştır. Herşey sonsuzdur ve sonsuzluğu zekamız algılayacak ve idrak edecek seviyeye evrilmiştir. Sonsuz defa evrim geçirmiş, gelişmiş, sonsuz canlı form her yerde var demektir. Artık bir önemimiz kalmamıştır. İdolümüz olan liderlerden, aşklardan, ebeveynlerden, ailemizden, akrabalarımızdan, yıldızlardan, galaksilerden, bilinen evrenden, kardeşlerimizden, kısacası gelmiş ve geçmişte her ne varsa sonsuz olduğunu düşünün. Sonsuzluğu düşünün…

Tekilliği idrak edebildiğimizde, sonsuzluk kavramını tam manasıyla öğrendiğimizde ve hissettiğimizde, işte o an, insanoğlu için bir tek nefes bile almanın artık anlamsız olduğu günlerin başlangıcıdır. Kaosun, artan suçların, savaşların, cehennemin, mutsuzluğun hüküm süreceği bir geleceğin başlangıcıdır tüm insanlık için. Tıpkı merkezinde demir üretmeye başlayan ve kendi sonunu getirecek olan elemente enerjisini kaptıran yıldız gibi. Artık süpernova olmaya hazırdır ve yok olacaktır. Bilimin, zekânın ve teknolojinin insanlık içerisinde hızla ve katlanarak ilerliyor olması, tıpkı Süpernova hazırlığı içindeki yıldız misalidir. Sonuçta her ikisi de kendi sonunu hazırlıyor.

Sonsuzluk ve Zekâ

Evrende ne kadar uzağa gidersek gidelim, neyi icat edersek edelim; sonsuzluk kavramı insanlığın, zekânın algılayamadığı tek şey olarak kalacaktır. Başka canlı formlarının izlerine rastlayabiliriz ama asla onlarla karşılaşamayacağız. Buna sonsuzluk asla izin vermeyecek. Sonsuzluğun bizi önemsizleştirip zamana ve mekâna hapsettiği düşüncesi, her geçen gün katlanarak ve artarak bizi kemirmeye devam edecek. Her şey çok sıradanlaşacak, psikolojiler artık günden güne bozulacak ve negatifleşecek. Çevremizdeki herkes, kendisi dahil kimseyi önemsemeyecek.

Düşünsenize, hiçte özel bir canlı türü olmayacağız. Sonsuzluk gibi insanı delirten dipsiz bir kuyuda nefes almaya çalışan ve nasıl var olup nasıl öleceğini bile bilmeyen, sıradan hatta belki de hiçte zeki olmayan bir tür olduğumuzu anlayacağız. Hayvanlarla, bitkilerle kendimizi bir tutacağız. Sonsuz bir uzay zamanda yaşadığımı öğrendiğim an, ben şahsen yıkılır, kahrolurum. Yaşama sevincim kalmaz, etrafıma anlamsız anlamsız bakarım. Hiçbir amacım da olamaz o andan itibaren, nefes almak bile ağır gelir artık. Tıraş olmam örneğin, işe gitmem, güzel elbiseler giymem, kendimi artık önemsemem. Para kazanmak, sevmek, saymak, aşık olmak, başarmak, sağlıklı olmak, gülümsemek, hırslanmak, azim… Hepsi ama hepsi artık saçma gelecek. Ne gereği var ki diyeceğiz tüm bunların. Sonsuz bir döngünün içinde, bu denli aciz birer canlı olduğumuz duygu ve düşüncesine her kapıldığımızda, biraz daha yaşamdan kopacağız. Kısacası sahip olduğumuzu sandığımız her şeyin aslında sonsuz sayıda sahibi olduğunu öğreneceğiz.

Su Köpüğü Hayatlar ve Sonsuzluk

Sonsuzluk içerisinde 60-70 yıl yaşayabilen, bir anda var olup bir anda yok olan su köpüğünden farksız olduğumuzu öğreneceğiz. Bu düşünce ile artık yaşamak zorunda olduğumuz için yaşayacağız. Suçlar artacak, yaşama sevinçlerimiz kalmayacak, kimsenin kimseye saygısı kalmayacak. Eğer sonsuzluk varsa, bu bizim sonumuz olacak. Karadeliklerin merkezi, uzayın sonu, big bang in ilk anını cevaplayacak zekaya ve bilime sahip olduğumuz gün, insan kendi sonunu getirecek. Sonsuzluk kavramının idrak edildiği gün, insan ırkının kendi kendini yok edeceği gündür. Bilim ve teknolojinin bu yönde fazla ilerlemesini asla istemiyorum ben.

Okuduğunuz ve üzerinde düşündüğünüz için çok teşekkür ederim. Şimdilik Hoşçakalın, saygılar sunuyorum.